Sıla-ı Rahim...Önemlidir vesselam...İçinde Sıla var, rahim var...Dini bütün okurlarım anlamıştır nasılsa ( okurum olmamasına rağmen bunu yazmak büyük cesaret ya boşkoy...) Yani diyorum ki; eş-dost, akraba ziyareti önemlidir...
'' top '' geçen bi cümle ne kadar etkili olur beyninde bilmiyorum ama ''halhal'' denilen bu oyuncak tercih ettiğin ayak bileğine , ( sağcıysan sağa, solcuysan sola :)bağladığın... )
ve bir bacağını çevirirken diğeriyle üzerinden atladığın saçma salak bi eğlence...Benim de olsun çok istemiştim...
Oldu da...O zamanlar amcamlar bize gelirdi... Ve onlar almıştı...Bundan sonra da onları görmedim bi daha...Üzerinden kaç yıl geçti bilemem lakin uzun, çok uzun zaman....Bu uzun zamana aile kavgalarından başlayıp, şimdi zihnimi ve midemi bulandıran binlerce olay sıralanabilir... O bakımdan ben buraya tek tek yazamayacağım kudur!...
Kader bu ya ; bunca uzun zaman sonrası bahsi geçen amcamlarla aynı şehirde bulunmak kısmet oldu...Arada bi ziyaretlerine gittim. Hatırladığım o adam amcam mıydı bilmiyorum ama hafızamda kalanla, gördüğüm adam hiç de birbirine benzemiyordu...
( Sanırım uzun zamanın açıklamasını algılamışsındır... )
( Sanırım uzun zamanın açıklamasını algılamışsındır... )
Hastaydı, yaşlıydı, bilinci bulanıktı... O ziyaretten bi kaç yıl sonra amcamın durumu daha bir ağırlaştı... Sonunda küçük kardeşi yani pederbey , peyderpey görmediği ağabeyini ziyaret etmek istedi...Hep beraber gittik...Baba, ablalar, ben...Hiçbirimizi tanımadı amcam...Arada bir ağladı, boş boş bakındı, tek kelime konuşmadı...
Ziyaret bitti...Artık vedalaşma zamanı...Kısa olanı makbulse de biz o sınırı zorladık biraz... Merivenleri inerken bu yazının yazılışını sağlayan o meşhur cümle geldi amca ailesinden : '' Seni bildi mi? '' Soru bizzat pederbeye soruluyordu ve soru sahipleri yenge ve amca kızıydı.Sonradan ablalar da eklendi ya işte curcuna orada başladı...Dört kişi ısrarla aynı soruyu soruyordu ;
'' Seni bildi mi? ''
_ ????
Karşıda tık yok...bir, iki, üç derken bu sessizliğin nedeni anlaşıldı...Pederbey soruyu algılayamamış aklı hiç bulunmadığı Amerika'ya gitmişti...
'' Seni Bill ' di mi ?''
Cevap ; '' Bill kim...Beni nasıl yani? ''
Bu anlatamama-anlayamama kargaşası beni kopardı. onca insan, soruyu şöyle sormayı akıl edemedi Amerikan Karşıtı pederbeye... :
'' Seni tanıdı mı? ''
Bir çok denemeden sonra olay aydınlığa kavuştu kavuşmasına da ben yarıldım bu arada... Şimdi kime üzüleceğimi kestiremiyorum... Kardeşini Bill'emeyen amcama mı, kendisini Bill' ip Bill' emediğini anlayamayan babama mı, bu soruyu başka türlü sormayı akıl edemeyen ablalara mı, yoksa tüm bunlara buruk bir tebessümle tanık olan kendime mi??? Hadi sana da bi kıyak yapayım ; bu yazıyı okumak zorunda olan sana mı??? Bill' din mi şimdi bendeki bu Bill' inmezliği...???
0 yorum:
Yorum Gönder